top of page

Ne Şangay Mı?

Karar vermekte zorlandığın bir yol ayrımında mısın? Belki benim yol ayrımında nasıl karar verdiğimin öyküsü sana ilham verir.

1 yıl kadar kısa bir sürede beni derinden değiştiren ve şekillendiren, evimden ailemden uzakta bana yeni bir yuva olan şehre Şangay'a mastır için gitmemin öyküsü.

Şangay'da çektiğim ilk fotoğraf- The Bund, Pearl Tower 2015 Eylül

Mastır yapma kararını aldığımda aklımda mastırımı yapacağım ülke ya da okul seçenekleri zaten vardı desem yalan olur. Haliyle mastırı nerede yapacağım kendiliğinden gelen bir soru oldu. Neden Şangay kısmını açıklamadan önce neden mastır kısmını açıklayarak başlamak daha doğru olacak sanırım. Üniversitede iken okulun gerektirdiği yaz dönemi stajı kapsamında ülkenin önde gelen havayolu kurumlarından birinden staj kabulü aldım. Girmenin kolay olmadığını çünkü genelde çalışanların yakınlarına öncelik verildiğini bildiğimden bana da bu sebeple sürpriz olan bir kabul oldu. İçeride stajyerlerin ana iş olarak fotokopi çektiğini, beyaz ve mavi yakalıları sadece statü olarak değil yemekhanelerini dahi ayırdıklarını ve tanışmak için beni yanına çağıran üst düzey yetkilinin tavırlarını gördükten sonra yurtdışında mastır kararını almak zor olmadı.


Hocaların unvanlarının kapılarının önünde yazmadığı, hiyerarşiyi değil eşitliği aşılayan, dekanın ve kurumun kurucusu ile yemekhanede yan yana yemek yediğim üniversitemden çıkıp bu gibi bir yerde çalışmak eğitimime ve onunla iyice şekillenen karakterime saygısızlık olurdu. Hayır, ülkenin genelindeki şirketlerde bu gibi durumların normal olmasını da NORMAL karşılamıyorum.

İstemediğiniz düzene karşı siz aksiyon almazsanız düzenden şikayet etmeye de hakkınız kalmaz.

Özetle bunun gibi bana aşılanan değerlerin yanından yakınından geçmeyen bir staj deneyimi sonrası mezun olup işe başlamak yerine mastır yapıp sonrasında daha kaliteli bir iş bulurum umuduna tutundum.


E canım ülkemin güzel üniversiteleri varken ne diye yurtdışına çıktın diyenleriniz varsa sebebi mastır kararım sonrası oturup dünyadaki en iyi üniversite, business school listelerine bakmam oldu. Maalesef ki çoğunluğunda Türkiye’den dereceye giren pek okul yoktu. Çeşitli kriterlerimin sonunda oluşturduğum kısa listede ki tek bir okul (hala seçimimden çok mutlu olduğum ve bende büyük değişimlere sebep olan seçimlerimden biri olan canım okulum) bana farklı kıtalardaki kampüslerine aynı sene içerisinde gitme şansı tanıyordu ve seçimim bu okuldan yana oldu.


Yurtdışına hatta Uzakdoğu’ya Çin’e gitme fikri önce korkutucu gelebilir. Tanıdığın yok, yakın bir kültüre gidiyorum alışırım kolaylıkla diye bir avuntun yok. Üniversiteye kadar devlet okulunda okumuş, üniversiteyi derece yapınca özelde tam burslu kazanmış, aile parası kavramını bilmeyen birisi olarak "aman alışamazsam en kötü atlar gelirim" rahatlığı da yok. Üstüne kültürün bize aşıladığı "kız başına ne yapar oralarda" düşüncesinin getirdiği ağırlık da cabası.


Bir de kafayı kurcalayan tonla soru. Acaba arkadaş edinmekte zorlanır mıyım? Yemekler ve kültür beni çok zorlar mı? Sudan çıkmış balığa mı dönerim yoksa rahatça adapte olabilir miyim? Ya dediklerinden daha pahalı çıkar ve sıkıntıya düşersem? Alışmak ne kadar sürer? Ya da hiç alışamazsam??? Ailemi arkadaşlarımı yurdumu comfort zone'umu özler miyim? Orada kendime bir comfort zone yaratabilir miyim ya da yaratmak zorunda mıyım ki? Listeyi uzatacak daha bir sürü soru olmasına rağmen ruhunuzu daraltmadan bu soruları nasıl atlattığıma geçelim.

Cesaret. Bahsim deli cesareti değil. Araştırarak, mantığa oturtarak, dayanaklara sığınarak ve belki de %5'lik ya nasip diyerek gelen cesaret. Giderler için bloglara girip, gideceğim okula sorup, okul ile önceden giden birebir deneyimleyen kişilerle kontağa geçip sıkı bir araştırma yaptım. Yemek yapmayı sevdiğim için havalimanında gümrüğe takılmayacak gıdaları araştırıp uygun ürünleri yanımda götürürüm diyerek listemi hazırladım. Olur ya belki yalnız hissederim diye bir iki kitabimi almayı planladım ve bunun gibi benzeri planlar/araştırmalar yaparak kendimi hazırladım.

Çin Yeni Yılı Kutlamaları 2016- Sangay Yu Yuan Garden

Şangay’a Neden ve Nasıl Karar Verdim?


1) Çoğunlukla mastır için yurtdışını tercih edenler ya Avrupa'ya ya Amerika’ya gidiyor. Kendime nereye gidersem farkındalık yaratabilirim diye sordum.

2) Mastır sonrası iş fırsatları için (her ne kadar genelde Avrupa ve Amerika tercih edilse de market doymuş ya da doyuma ulaşmış durumda buralarda) ben nerede daha çok fırsata sahip olabilirim dedim.

3) Ekonomi öğrencisi olarak sevgili hocamın da tavsiyesi ile Çin’in büyüyen ekonomisi üzerine tezimi hazırlamam, Çin hakkında araştırma yapıp bir o kadar daha meraklanmış olmam.

4) Çince öğrenmenin bana daha çok katkısı olacağını düşünmem. Genelde ülkemizde Avrupa dillerinin öğrenildiği aşikâr ve ithalat ihracat marketi Avrupa'dan çok Çin'e kaymış durumda.

5) Tekrar bölümümle alakalı olarak büyüyen, gelişen ve dünyanın en büyüklerine kafa tutan bir ekonomiyi birebir deneyimlemek istemem.

6) Bir de seyahat tutkum. Ölmeden görmek istediğim yerler listemin büyük kısmının Asya’da oluşu(:

Bunların hepsi harmanlanınca Şangay fazlası ile cezbediciydi. Üstelik bahsettiğim gibi okulum bana diğer kampüslerine aynı sene içerisinde gitme şansı sunduğu için 2-3 ay kadar da New York’ta öğrenim görme şansım olacaktı. Dolayısıyla hem gelişen hem de gelişmiş bir ekonomiyi yerinde deneyimleyebilecektim. Artı olarak okul her bir lokasyonuna eğitim ücretini aynı tutsa da Şangay lokasyonuna konaklama için maddi olarak yardımda bulunuyordu.





Kararı Aldıktan Sonra


İş bitmedi. Siz ne kadar kafanızda net olsanız da sizi karıştırmaya çalışan sesler çıkıyor ki bu yazının başlığı tam da o seslerden birinin örneği. Napıcan Çin’e gidip, çok uzak değil mi? Ne yiceksin orada, aman köpek yemeyesin sonra? Ay pis değil midir oralar? Avrupa, Amerika gibi bilindik yerlere gitseydin keşke...

Bu söylemleri yapanların hiçbiri ama HİÇBİRİ Çin’i görmemiş ve sadece duyumları üzerine konuşanlardı :D Duyumların nereden geldiği de meçhul.


E Peki Ailen Ne Dedi?


Ailem benim hep en büyük şansım oldu. Kulağa klişe bir cümle gelse de en büyük destekçim oldular. Ben fikrimi açtığımda ve sonrasındaki süreçte yanımdaydılar. Bunun verdiği rahatlığı ve zenginliği inkar edemem.

Fablların sonlarındaki kıssadan hisse gibi benim bu deneyimimden çıkardığım; inandıklarınızdan, hayallerinizden başkalarının düşünceleri/ hayalleri/ kısıtlamaları nedeniyle vazgeçmeyin.

Vazgeçmediğim, cesaretimden ve kendime olan inancımdan geri durmadığım için bu aşağıdaki fotoğrafı ve daha nice güzel anılarımı yaşadığım unutulmaz bir deneyimim oldu. Çin'deki deneyimlerimi, su anki kariyerime, hayatıma, bakış açıma, ruhuma yaklaşmama ne gibi etkisi olduğunu önümüzdeki ay yayınlayacağım yazımda okuyabilirsiniz.

Umarım ki bu yazı size ilham ya da cesaret verebilmiştir. Kendi yolunuzu kendiniz çizmeniz ve onunla gurur duymanız dileğiyle sizleri aşağıdaki eşsiz foto ve bir şarkı önerisi ile bırakıyorum; Upside Down- Jack Johnson.







249 views2 comments

2件のコメント


berivanbirkan
2020年2月20日

Yazimin sana degmis olmasina ve dusuncelerini degistirmesine sevindim. Yorumun icin tesekkurler Mehmet, iyi bir gun dilegiyle.

いいね!

mehmet oğuz eröz
mehmet oğuz eröz
2020年2月16日

Oktay Akbal öyküleri tadında bir blog yazısı olmuş, teşekkürler :) Asya önyargılarımdan kurtulup yola çıkmamın vakti geldi sanırım...

いいね!
bottom of page